ANKSİYETE

                                                           Kaygı

   

     Hayatta hepimiz farklı konular için endişe duyarız. Kimi maaşını idareli kullanma peşindedir, kimi sınıfta kalmaktan korkar, kiminin rüyalarına direksiyon sınavından kaldığı korkunç kabuslar musallat olur (bakınız ben)… Örnekleri çoğaltmak elbette ki mümkün. Mühim olan herkese farklı şekillerde yorumlanan bu telaşın yerini "Kaygı" ya bırakmamak. Çünkü yapabilirliğin zehri kaygıdır ve kaygının aslına bizim olanı yine bize kaybettirmesi çoğu zaman muhtemeldir.


     Anksiyete; telaş duyulan durum/olay sonrası da bu duyunun yaşam kalitesini bozacak derecede devam etmesi halidir.  Telaşlı olmayın demiyorum.Zaten telaş bence kişinin durumu ne kadar ciddiye aldığının bir göstergesidir. Burada ayarlanması gereken kaygının dozu ve bizde kaldığı süredir. Anksiyete eğer ki kişide "Ya yapamazsam, kesin konuşacaklarımı unuturum ben, eminim saçma cevaplar vereceğim." gibi geleceğe yönelik felaket senaryoları oluşturmaya kadar ilerlemişse  onun adı artık  "Anksiyete Bozukluğu"dur.
     Peki nedir anksiyete bozukluğu belirtileri? Gelin birlikte inceleyelim.

⚠️ Terleme

⚠️Hiperventilasyon

⚠️Titreme

⚠️Panik duygusu

⚠️Midede yanma hissi

⚠️Kendini yetersiz hissetme


     "Eğer sorunun bir çözümü yoksa o şey hakkında kaygılanmak vakit kaybıdır. Eğer sorunun bir çözümü varsa o şey hakkında kaygılanmak yine vakit kaybıdır."  demiş Dalai Lama. Aslında yazımı çok genel özetlemiş kendileri. Zira ben konunun bilimsel yönüne yoğunlaştım ve Dalai Lama beni destekler nitelikteki bu cümleyi söyleyerek güzel bir noktaya parmak basmış: Her koşulda kaygı zaman kaybıdır. Madem
ki dünyada en değerli şey zaman, bize de onu boşa harcamamak düşer. Ölçüsünde kaygılı, bu kaygıyı anksiyete bozukluğuna çevirmediğiniz günler dilerim. 😊


BİR ŞEYİ GERÇEKTEN BİLMEK; ONU ANLATMAKLA OLUR :)

Hiç yorum yok